KURAN-I KERİM'İN FAZİLETLERİ
Kur'an-ı Kerim'in önemi ve değeri tarif edilemeyecek kadar büyüktür. Bu hususta selef-i sâlihînimiz, büyük alimlerimiz pek çok eser te'lif eylemişlerdir. Kur'an-ı Kerim'in faziletini anlatan ciltlerle kitaplar yazılmıştır.
Kur'an-ı Kerim, hiç şüphesiz, hepimizin baştacıdır; çünkü yüce Rabbimizin bize gönderdiği kitabıdır. Ne büyük şeref, ne tatlı bir iltifat ve mazhariyet! Bizim o padişahlar padişahının bu şahane fermanını, defalarca öpüp, başımıza koymamız, yüzümüze, gözümüze sürmemiz, ona en büyük saygıyı göstermemiz icab eder.
Kur'an-ı Kerim, alemlerin rabbi Allah-u Teâlâ'nın hak kelâmıdır ve biz müslümanlara en muazzam lütfu ve ikramıdır. Kur'an-ı Kerim çok büyük bir nimettir. Cebrâil'in indirdiği, Cenâb-ı Hak katından Muhammed-i Mustafâ’sına inzal eylediği, en mukaddes kitabı ve insanlığa en sağlam hitâbıdır. Allah kelâmıdır. En sonuncu, bozulmamış, tahrifâta uğramamıştır, bir harfi bile değişmemiş ilâhî kitaptır. Bizler için en sağlam hüccettir.
Onda bizden önceki ümmetlerin halleri, kıssaları, hikâyeleri; bizden sonra dünyanın ve insanların başına geleceklerin, ahiretin, olacak olanların haberi vardır. Hangi dinin, inancın, dünyadaki hangi kavmin ne kusuru olduğu, Allah katında makbul ve doğru inancın nasıl olması gerektiği onda belirtilmiştir. O bakımdan insanlığın kurtarıcısıdır.
O, cennetin nasıl kazanılacağını, cehennemden nasıl kurtulunacağını kesin çizgilerle beyan eder. Allah-u Teàlâ Hazretleri, onu terkedenin kemiklerini kırar, belini kırar. Doğru yolu onun dışında arayanı, bu küstahlığından dolayı dalâlete dûçâr eder. Ona sırt çevireni, cehenneme düşürür. Onu rehber edineni de, cennete götürür.
Onun içinde bize yöneltilmiş emirler, yasaklar bulunuyor. Biz ancak onları en iyi tarzda öğrenip, tam tamına uyguladığımız zaman hakk'ın rızasına erişebiliriz. Hiç bir kaçamak imkanı yoktur, tembelliğin hiç bir mazareti olamaz. Ruhumuzun, bedenimizin, maddi ve manevi rahatsızlıklarımızın devası, çaresi Kur'an'dır. Fert, aile, cemiyet, ümmet ve nihayet bütün insanlık ona uyulduğu zaman huzura ve mutluluğa kavuşabilecektir; çağımızın buhranlarına reçete Kur'an'dır.
O, çukura düşmüş bir insanın sarılıp da ordan çıkartılmasına, kuyuya düşmüş bir insanın çıkartılmasına sebep olan kuvvetli bir ip gibi Allah'ın habl-i metîni, nûr-u mübîni, ortalığı aydınlatan nurudur; zikr-i hakîmi, hikmet dolu zikridir; sırât-ı müstakîmi, yâni Kur'an yolu Allah'ın doğru yoludur.
Kur'an-ı Kerim zenginliktir, hazinedir. Rehber ve kılavuzdur. Deva ve şifâdır. Şefaati makbul bir şefaatçidir. Allah katında yerler ve göklerden ve onların içindeki tüm varlıklardan daha sevgili ve daha sevimlidir. O hidayet güneşidir, kurtuluş vesilesidir. O başlara tâc, dertlilere ilâçtır. Gözlere nûr, gönüllere sürûrdur.
Onu öğrenen, öğreten, okuyup ahkâmını uygulayan kimseyi bizzat Rasûl-ü Ekrem ve Nebiyyi Muhterem Sallallahu Aleyhi Vesellem Hazretleri elinden tutup, ona delil olup cennete sevkedecektir. Hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz bizzat kendisi böyle vaad etmiştir. İslâm'ın korunması, imanın ve itikâdın sapıtmaması, fikirlerin darmadağın dağılmaması ondandır, onunladır, insanlar ona sarıldığı zamandır.
Onu bilen ileriye gider, maddeten ve mânen yüksek derecelere yükselir. Onu uygulayan Allah'ın rızasına erer, büyük mükâfatlar kazanır. Onunla hükmeden adâletle hükmetmiş olur, adâlet işlemiş olur. Ona sımsıkı sarılan fitnelerden korunur ve kurtulur. Onda derinleşen, ulûm-u evvelîn ve âhîrîne kavuşur.
Kim Kur'an-ı Kerim'e tâbi olursa; hidayet üzere olur, doğru yol üzere olur. Hidayet yolundan ayrılmamış olur. Kim de Kur'an'ı terkederse; dalâlet üzerine olur.
Peygamber Efendimiz ahirete irtihal ettikten sonra, bizim sarılacağımız şeylerden birisi Kur'an-ı Kerim'dir. Peygamber Efendimiz, Kur'an-ı Kerim'e sımsıkı sarılmamız gerektiğini, onun mealini, tefsirini, ahkâmını öğrenmemiz gerektiğini hararetle tavsiye etmiştir.
Kim Kur'an-ı Kerim'i okursa, onu ezberlerse, veyahut ahkâmını bellerse, onu uygularsa, ahkâmını kabul edip, sırtına alıp, ben bunları taşıyacağım derse; Kur'an'ın içinde helâl denilen şeyleri helâl, haram dediği şeyleri haram bellerse, Allah onu cennete dahil eder, sokar. Hepsi cehennemi hak etmiş olan ailesi etrafından on kişi hakkında ona şefaat selâhiyeti, hakkı verir, onları cehenneme düşmekten bu Kur'an ehli kurtarır.
Kur'an-ı Kerim zenginliktir. Onu elde ettikten sonra onun sahibine fakirlik yoktur. Yâni maddeten, mânen çok zenginlerden olur. O olmadığı zaman da, insanın zenginliği yoktur. Kur'an'ı bilmiyorsa bir insan o zengin değil, fakir demektir.
Kur'an-ı Kerim devanın ta kendisidir, şifanın ta kendisidir."
Kur'an-ı Kerim fikrî hastalıklara, îtikâdî hastalıklara, kalbî, mânevî hastalıklara şifâ olduğu gibi, -çünkü ayetleri hakikatleri isbat ediyor, yanlış fikirlere, günahlara sahip olan insanları doğru yola çekiyor- maddeten de şifâdır. Kur'an-ı Kerim sûreleri, ayetleri okunduğu zaman, hasta olan insanların maddî hastalıklarına da şifâdır. Bunun İslâm tarihinde de ve günümüzde çok misalleri vardır.
Kur'an-ı Kerim şefaati kabul olunan, şefaat ettiği zaman şefaatine itibar edilen, şefaati kabul buyrulan bir şefaatçidir. Ve söylediği sözler tasdik edilen, sözü muteber bir varlıktır.
Kim Kur'an-ı Kerim'i önüne alırsa, yâni kendisine rehber edinirse, Kur'an'in Kerim'in ardından giderse; Kur'an-ı Kerim onu peşinden sürükler, kılavuzluk eder, cennete götürür. Kim onu sırtının arkasına koyarsa, arka tarafına atarsa, Kur'an'a sırt çevirirse, Kur'an-ı Kerim'i öğrenmezse, dinlemezse, anlamazsa, Kur'an üzerinde çalışmazsa; o zaman, Kur'an-ı Kerim onu cehenneme iter, cehenneme sevkeder.
Kur'an ehline, Kur'an'a sahip olan insana kıyamet gününde ne kadar güzel bir şefaatçidir, ne kadar uygun bir şefaatçidir! O halde Kur'an-ı Kerim'e sımsıkı sarılalım. İşte orda kütüphanemizin rafında duruyor. Öpüp başımıza koyalım ve Kur'an-ı Kerim'e çok çalışalım!
Kur'an-ı Kerim, Onu sevmeyen, onu istemeyen kimseye karşı zordur. Yâni zor gelen, zor bulunan, aslında öyle olmadığı halde zor olduğu hissedilen, anlayışı zor olan bir varlıktır. Anlatmaz, anlattırmaz kendisini. Sevmeyen insan Kur'an'ı anlayamaz, Kur'an-ı Kerim ona anlaşılmaz.
Ve kendisine tâbi olana da Kur'an-ı Kerim kolaylaştırılır, yâni mânâsı açılır önünde, mânâlar gönlüne doğar ve anlar. İnanmayan anlamaz, inanana açılır ve kolaylaştırılır. Kur'an-ı Kerim hâkimdir, hükmedicidir, Hak ile bâtılın arasında hâkimdir ve kişinin değerinin mahkeme-i kübrâda kararlaştırılmasında da hakemdir.
Kur'an-ı Kerim'i anlamanın, Kur'an-ı Kerim ehli olmanın, Kur'an-ı Kerim'in mânâlarının mânevî bakımdan bir insana açılmasının yolu, Peygamber Efendimiz'in sünnetini öğrenmesi, tanıması, sevmesi ve sünnetine riâyet etmesidir.
Çünkü Kur'an-ı Kerim'in bazı ayetlerine, bazı kalbinde eğrilik olan, hastalık olan insanlar özellikle müteşâbih ayetlere yanaşıp, onları kendi keyiflerine göre te'vil edip, ondan sonra dalâlete düşmüşlerdir.
Kur'an-ı Kerim'i ayetler tefsir eder, hadis-i şerifler tefsir eder. Hadis-i şerife sarılan, onu anlayan ve onu uygulayan Kur'an-ı Kerim'le bütünleşir.
Kim Kur'an-ı Kerim'i hafife alırsa, önemsemezse; hadis-i şeriflere değer vermez, onları hafife alırsa, dünyada ahirette hüsrâna uğrar, dünyası, ahireti ziyan dolar, iki cihanda hüsrana uğrayan, zarar eden, cezâ çeken kişi olur.
Kur'an-ı Kerim Allah'ın sevgili, mübarek kullarına kolaydır, sünnet-i seniyyeye uyan, hadis-i şerifleri bilen kullarına kolaydır. Ama istemeyen, sevmeyen, hafife alan kimselere mânâlarını açtırmaz, anlattırmaz, kalbine imanı verdirmez. Böylece onlar Kur'an-ı Kerimi anlayamazlar, sevemezler, dünya ve ahiretleri harab olur.
Kur'an-ı Kerim Allah-u Teàlâ Hazretleri'ne göklerden ve yerden ve göklerdeki, yerlerdeki bütün varlıklardan, zenginliklerden, nimetlerden, her şeyden daha sevimli ve daha sevgilidir.
O halde Allah'ın sevdiği, en sevimli varlık olan Kur'an-ı Kerim'e, inşaallah bundan sonra daha çok değer vereceğiz.
Kur’an’ı bize anlatan bazı ayet mealleri:
Hud Suresi 1. Elif. Lâm. Râ. (Bu sana indirilen), hikmet sahibi (ve) her şeyden haberdar olan (Allah) tarafından âyetleri sağlamlaştırılmış, sonra da açıklanmış bir kitaptır.
Zümer Suresi 1. Bu Kitap izzet ve hikmet sahibi Allah katından indirilmiştir.
İbrahim Suresi 1. Elif. Lâm. Râ. (Bu Kur'an), Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, yani her şeye galip (ve) övgüye lâyık olan Allah'ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır.
Haşr Suresi 2. Ehl-i kitaptan inkâr edenleri, ilk sürgünde yurtlarından çıkaran O'dur. Siz onların çıkacaklarını sanmamıştınız. Onlar da kalelerinin, kendilerini Allah'tan koruyacağını sanmışlardı. Ama Allah (O'nun azabı), onlara beklemedikleri yerden geliverdi. O, yüreklerine orku düşürdü; öyle ki evlerini hem kendi elleriyle, hem de müminlerin elleriyle harap ediyorlardı. Ey akıl sahipleri! İbret alın.
SuAhkafresi 2. Bu Kitap aziz ve hakîm olan Allah tarafından indirilmiştir.
korku
Prof. Dr. M. Es’ad Coşan (Rh.A.) Hocaefendi’nin “Kur’an-ı Kerim’in Meal ve Manayı Münifi ve Tefsiri” başlığıyla AKRA FM’e yaptıkları 29 Eylül 1998 tarihli tefsir sohbeti ile İslam Mecmuası’nın Mart 1984 nüshasındaki başyazısını sadeleştirerek yayınlıyoruz.
|